Köprü Kurmak: Ayrı Gerçekler Arasında Bağ Olmak | Arabuluculuk

Bazı insanlar dünyayı siyah ve beyaz olarak görür.

Oysa arabuluculuk, bu iki rengin arasında kalan gri tonları anlamayı gerektirir.

Bir uyuşmazlığın merkezinde genellikle tek bir gerçek yoktur, iki farklı algı, iki farklı duygu, iki farklı hikâye vardır.

Ve her biri kendi açısından son derece tutarlıdır.

Bir taraf “adalet istiyorum” derken, diğeri “haksızlığa uğradım” diyordur.

Birinin haklılığı, diğerinin haksızlığı anlamına gelmez.

Tam tersine, her iki taraf da kendi yaşantısının içinden haklıdır.

Ama bu iki gerçek arasında görünmez bir uçurum vardır.

İşte arabulucu, o uçurumun üzerinde köprü kurmaya çalışan kişidir.

🌉 Köprü Olmak: Görünmeyeni Görmek

Bir köprü, iki kıyıyı birbirine bağlar ama hiçbirine ait değildir.

Ne akarsuyun akışını durdurur, ne de kıyıların şeklini değiştirir.

Yalnızca geçişi mümkün kılar.

Arabulucu da tam olarak bunu yapar.

Taraflardan birinin yerine geçmez, onların gözünden görmeye çalışır.

Söylenmeyeni duyar, söyleneni anlamlandırır.

Ve her iki tarafın dünyasında da gerçek olabilecek bir ortak zemin arar.

Bazen bu köprü kelimelerle kurulur:

“Onun da sizin gibi düşündüğü noktalar var aslında…”

Bazen sessizlikle:

Tarafın duygusunu fark etmesi için bırakılan o birkaç saniyelik alanla.

Her durumda amaç aynıdır:

Tarafların birbirine yaklaşabileceği bir güvenli alan yaratmak.

🤝 Gerçekler Arasında Değil, İnsanlar Arasında Bağ Kurmak

Birçok arabuluculuk sürecinde fark ettiğim şey şu:

Taraflar aslında çözümsüzlüğe değil, görülmemeye kızıyor.

“Beni anlamadı”, “beni dinlemedi”, “duygumu hiçe saydı” cümleleri sıkça duyulur.

Sorun çoğu zaman konuda değil, kopan bağdadır.

Bağ onarıldığında, çözüm kendiliğinden belirir.

Köprü kurmak, tekniklerin uygulandığı insani bir süreç ve bu sürecin kendisini yürütmek sanattır.

Empati, sabır, tarafsızlık ve güven aynı yapının taşıyıcı kolonları gibidir.

Bu dört unsurdan biri eksilirse, köprü sallanır, taraflar geçmekten korkar.

Bu nedenle arabuluculuk yalnızca “uzlaştırmak” değil, duygusal güven inşa etmek anlamına da gelir.

⚖️ Arabulucunun Sessiz Ustalığı

Bazı mesleklerde başarı yüksek sesle ölçülür.

Ama arabuluculuk, sessiz bir başarı sanatıdır.

Bir arabulucu bazen sadece bir cümleyle dengeyi değiştirir, bazen hiçbir şey söylemeden ortamı yumuşatır.

Ne kadar az görünürse, köprü o kadar sağlam olur. Çünkü köprünün görevi kendini göstermek değil,  karşıya geçişi mümkün kılmaktır. Ve belki de arabuluculuğun en sade sırrı budur:

Arabulucu olarak “geçilmeye değer bir köprü kurabildim mi?”

🌱 Son Söz:

Her bir arabuluculuk masası aslında küçük bir toplumdur.

Orada güven yeniden inşa edilir, öfke dönüşür, anlayış yeşerir.

Bizler köprü kurucularıyız.

Taşlarımız sözcüklerden, harcımız insanlığın ortak değerlerinden yapılır.

Her köprü gibi biz de iki kıyıyı birleştiririz ama ait olduğumuz yer, her zaman ortadaki o güvenli alandır.

“Köprü kurmak, yalnızca tarafları değil, insanı da iyileştirir.”

Ali Atay Arabulucu